Ads 468x60px

24 Temmuz 2012 Salı

Hans Rosling [1948 - ... ]


2009 yılında Foreign Policy Magazine tarafından dünyanın ilk 100 küresel düşünürü arasında gösterilen, Hans Rosling, tıp doktorluğunun yanı sıra akademisyen ve istatistikçi kimliğiyle tanınıyor. Geliştirdiği Trendalyzer yazılımı ile istatistiği hareketli görsel bir şova dönüştürmeyi başaran Rosling, bu çalışmalarıyla dünyada ‘İstatistik Gurusu’ olarak anılmaya başlandı. Yaptığı sunumlarla birçok uluslararası saygın ödüle layık görülen Rosling’in geliştirdiği yazılım, daha sonra Google tarafından satın alındı ve web üzerinden ücretsiz olarak kullanıma sunuldu. Gapminder Vakfı’nın kurucusu olan Rosling, Dünya Sağlık Örgütü’ne ve UNICEF’e de danışmanlık yapıyor.

Carl Friedrich Gauss [1777-1855]



"Matematikçilerin Prensi" olarak da bilinen Carl Friedrich Gauss (eski yazım kuralıyla Gauß), 1777 - 1855 yılları arasında yaşamış ünlü Alman matematik, astoronomi ve fizik dehasıdır. Fakir bir ailede büyüyen Gauss'un babasının adı Gerard Dietrich (1744-?)'dir ve bahçıvanlık ve kanal işçiliği gibi işler yaparak hayatını kazanmıştır. Üstün dehası henüz okumayı bilmiyor olmasına rağmen toplama ve çıkarmayı yapabildiğinden dolayı ön plana çıkmaktaydı.

18 Temmuz 2012 Çarşamba

Doğrusal Programlama ve Simpleks Çözüm [Lineer Programlama]


Doğrusal programlama, planlamada kullanılan en yaygın yöntemdir. 1947’de George Dantzig tarafından tanıtıldığından bu yana sayısız uygulamada yararlanılmıştır. Doğrusal programlama temel olarak, kıt kaynakların birbiriyle rekabet halindeki faaliyetlere en uygun şekilde tahsis edilmesini gerçekleştirir.

112 sayfalık sunumda, Lineer Programlama kavramı detaylı bir şekilde açıklanmış. İndirmek için;

Dosya Boyutu:  907 KB.

Diferansiyel Denklemler 2


Diferansiyel denklemlere dair bir özet çalışma. Sınava girmeden önce bir göz atmakta fayda olacaktır.. İçerik şu şekilde:

  • Değişkenlerine ayrılabilir denklemler
  • Homojen diferansiyel denklemler
  • Homojen biçime dönüşebilen denklemler
  • Tam diferansiyel denklemler
  • Birinci basamaktan lineer denklemler
  • İntegral çarpanı
  • İntegral çarpanıyla ilgili özel durumlar
  • Bernolli diferansiyel denklemi
  • Riccati diferansiyel denklemi
  • 1. Basamaktan yüksek dereceli denklemler
  • Clairaunt denklemi
  • Lagrange denklemi
  • Yüksek basamaktan lineer diferansiyel denklemler
  • Sabit katsayılı lineer denklemler
  • Özellikler
Dosya Boyutu: 123 KB.

Eğitimde Toplam Kalite Yönetimi


Giriş Bölümü'nden

Günümüzde küresel pazarda yoğun bir rekabet yaşanmaktadır. Bu rekabette iş dünyasının bekleyişlerini karşılayabilecek nitelikte öğrencilerin yetiştirilmesi giderek önem kazanmaktadır. Eğitim sistemi nitelikli mezunlar (çıktılar) vermede başarısız olursa, bu başarısızlığın faturasını ya işletmeler yeniden eğitim için milyarlar harcayarak ya da toplum, kalitesiz mal ve hizmetlere katlanarak ödeyecektir.

Uzun yıllardan beri kamu kurum ve kuruluşları ile özel işletmeler istedikleri niteliklere sahip eleman bulmakta güçlükle karşılaşmaktadırlar. Yüksek öğretimden mezun olan gençlerin neredeyse üçte birinin işsiz kaldığı bir ülkede nitelikli eleman bulunamaması, eğitim kurumları hakkında kaygıların artmasına neden olmaktadır.

Belirli becerileri kazanmış, kendini işine adayan bir işgücüne sahip olmak isteniyorsa, kalite kavramı işletmelerden önce eğitim kurumlarında ele alınmalı ve tartışılmalıdır. Çünkü kaliteli bir ürün ve hizmet ancak iyi bir eğitim ile mümkündür. John Akers’sin ifadeleriyle “eğer öğrencilerimiz bugün rekabet edemezlerse, yarın şirketler nasıl rekabet edeceklerdir.”

Kalite üstatlarından Dr. Deming kaliteli mal ve hizmet üretiminde eğitimin anahtar bir rol oynadığını ifade etmektedir. Dünyada yaşanan değişime ayak uydurmanın en önemli koşullarından biri kaliteli eğitimdir. Ancak ülkemizdeki mevcut geleneksel (klasik) eğitim anlayışı ile bu değişime ayak uydurmak mümkün değildir. Bu çalışmada geleneksel eğitim anlayışının yetersizlikleri ana hatlarıyla ortaya konulacak ve eğitimde Toplam Kalite anlayışı alternatif olarak açıklanacaktır.

Gültekin Yıldız ve Kadir Ardıç, "Eğitimde Toplam Kalite Yönetimi", Bilgi, 1999/1: 73-82.

Makalenin devamı için;
Dosya Boyutu:  231 KB.

17 Temmuz 2012 Salı

Eğitimde Program Değerlendirme ve İstatistiksel Yöntemler - [Mustafa Akdağ]

"Günümüzdee eğitim kurumlarının en temel işlevlerinden birisi; Milli eğitim teori ve politikalar doğrultusunda bireyler yetiştirmektir. Her ülkede olduğu gibi, ülkemizde de yetiştireceğimiz insan tipinin temel karakteristikleri, eğitim ile ilgili olarak çıkarılan yasa ve yönetmeliklerde belirtilmiştir.

Eğitime yapılan yatırımların ülke kalkınmasına dönüşmesi için devlet; öğretmen yetiştirme, okul binalarının yapım , araç-gereç temini vs. gibi çeşitli önlemler almaktadır. Bunların başında da eğitim programları gelmektedir. Programlar, eğitilenlerin davranış standartlarından, öğrenme ve öğretim etkinliklerine kadar tüm çalışmalara kılavuzluk etmektedir. Böylece eğitim programları, milli eğitim teori ve politikasının uygulamaya dönüştürülmesinde çok önemli bir köprü görevi görmektedir."

Makalenin içeriği şu şekilde;
  • Program Değerlendirmenin Gerekliliği
  • Program Değerlendirme Yaklaşmları
  • Program Değerlendirmede Kullanılan Araştırma Yöntemleri
  • Deneysel Yöntem
  • Survey (Betimsel) Yöntemi
  • Gözlem Yöntemi
  • Tarihi (Tarama) Yöntem
  • İstatistiksel Yöntemler
  • Ki-Kare Testi
  • T testi
  • Varyans Analizi
Dosya Boyutu: 223 KB.

TORA Optimization System - Doğrusal Programlama


Bu sunumda, doğrusal programlama problemlerinin “Tora Optimization System” paket programıyla çözümü ve ele alınış tarzı incelenmiştir.

Söz konusu paket programın doğrusal programlama modellerine uygulanmasıyla sadece karar değişkenlerine ait bilinmeyen optimal değerler değil, aynı zamanda problemde yer alan amaç fonksiyonu katsayıları ve kısıtlardaki kaynak miktarı ile ilgili problemi açıklayıcı bilgilerde verilmektedir.

Ayrıca, önemli bir konu olan “Duyarlılık Analizi (Sensitivity Analysis)” ile ilgili bilgiler de bu programda verilmektedir.

Dosya Boyutu:  974 KB.

Diferansiyel Denklemler

Giriş Bölümünden

"Fizik, mühendislik, kimya, astronomi, biyoloji, tıp, psikoloji, sosyal bilimler ve ekonomi gibi dallardaki belli problemleri temsil etmek için bir matematiksel model gerekli olur. Bu matematiksel modeller, içinde degiskenleri ve türevleri bulunduran bir denklemi ve bu denklemi bazı kosullarda saglayan bir bilinmeyen fonksiyonu bulmak için kaynak olusturur. Buradaki bütün durumlar birbirleri ile baglantılı olarak degisirler. Örnegin düsen bir cismin hızı mesafe ile, fırlatılan bir roketin izleyecegi yol hızı ve atesleme anındaki açısı ile degismektedir. Matematikte birbirine baglı olarak degisen bu büyüklüklere degiskenler yani bagımlı ve bagımsız degiskenler; bir degiskenin diger bir degiskene göre degisme oranına (kabaca) türev; bagımlı degisken, bagımsız degisken ve türevleri arasındaki bagıntıya da diferansiyel denklem adı verilir".

Kitabın içeriği ise şu şekilde;

I. BÖLÜM - Dİ FERANSİ YEL DENKLEMLER VE ÇÖZÜMLER İ LE İ LG Lİ  TEMEL KAVRAMLAR

  • Genel Kavramlar ve Tanımlar
  • Diferansiyel Denklemlerin Sınıflandırılması
  • Birinci Mertebeden Adi Diferansiyel Denklemler
  • Diferansiyel Denklemin Geometrik Anlamı
  • Bir Egri Ailesinin Diferansiyel Denkleminin Kurulması
  • Cauchy Problemi, Genel, Özel ve Tekil Çözümler


II. BÖLÜM - B İRİ NCİ MERTEBE VE B İRİ NCİ DERECEDEN AD İ Dİ FERANSİ YEL DENKLEMLER VE ÇÖZÜM YÖNTEMLERİ

  • Degiskenlerine Ayrılabilir Diferansiyel Denklemler
  • Homojen Diferansiyel Denklemler
  • Homojen Hale ndirgenebilen Diferansiyel Denklemler
  • Genellestirilmis Homojen Diferansiyel Denklemler
  • Lineer Diferansiyel Denklemler
  • Bernoulli Diferansiyel Denklemi
  • Darboux Diferansiyel Denklemi
  • Riccati Diferansiyel Denklemi
  • Tam Diferansiyel Denklemler
  • Tam Hale Dönüştürülebilen Diferansiyel Denklemler; İ ntegrasyon Çarpanları
Dosya Boyutu: 529 KB.

16 Temmuz 2012 Pazartesi

Descriptive Statistics [Tanımlayıcı İstatistikler]


Tanımlayıcı istatistiklerin kısa bir şekilde anlatımı. 77 sayfalık bir Power Point dosyasıdır. Kaynak İngilizcedir.
  • Descriptive Statistics [Tanımlayıcı İstatistikler]
  • Overview [Genel Bakış]
  • Summarizing Data with Frequency Tables [Frekans Tabloları ile Verilerin Özeti]
  • Pictures of Data [Veri Görüntüleri]
  • Measures of Center [Merkezi Ölçüler]
  • Measures of Variation [Varyasyon Ölçüleri]
  • Measures of Position [Ölçü Konumu]
  • Exploratory Data Analysis (EDA) [Açıklayıcı Veri Analizi (AVA)]
Dosya Boyutu: 596 KB.

Delphi 7


Önsöz'den

Bu sefer Microsoft ürünü olmayan bir yazılım dili üzerine birikimlerimizi sizlerle paylaşmak istedik. Delphi'yi çok sevdiğinizi bu hususta kaynak sıkıntısı çektiğinizi biliyoruz. Amacımız bu kadar fazla sevilen bir dil hususunda mümkün olduğu kadar geniş çaplı bir inceleme yapıp sonuçları sizlerle paylaşmaktan ibarettir. Delphi ile yazılmış birçok uygulamamızın halen aktif olarak büyük ve orta ölçekli firmalarda kullanıldığını,kodlarının Kitabın bazı bölümlerinde ufak modüller halinde sizlere sunulduğunu göreceksiniz.
  • Delphi’ye Giriş
  • Delphi’nin Temelleri
  • Delphi’de Atama İşlemleri & Operatörler
  • Delphi’de Dallanma & Döngü Komutları
  • Delphi’de Fonksiyon & Prosedürler
  • Bilgilendirme Pencereleri
  • Delphi’de Hata Yakalama
  • Delphi’de Unit Kavramı
  • Delphi’de Class Yapısı
  • İşaretçiler & Katarlar
  • DLL Dosyaları Oluşturmak
  • Delphi Fonksiyonları
  • Delphi Kontrolleri
  • Delphi Yordamları
  • Delphi’de Drag & Drop
  • Delphi’de Kontrolleri & Yordamları Kodla Oluşturmak
  • Delphi’de Veritabanı
  • Registry İşlemleri
  • Kontrol Oluşturmak
  • Excel & .NET Teknolojisi
  • Uzmanlar İçin Beyin Jimnastiği
  • Setup Projesi Oluşturmak
*** Kaynak tanıtım amaçlıdır. Fikir edinmeniz amacıyla yüklenmiştir, 24 saat içerisinde dosyayı silmeniz gerekmektedir.

Değişkenler [Variables]

Değişkenin kelime anlamı; Değişme özelliği gösteren, çok değişen, değişebilir, kararsız, değişici şeklindedir. Matematiksel tanımı ise; Gözlemden gözleme değişik değerler alabilen objelere, özelliklere ya da durumlara "Değişken" denir.

Bu notlarda değişken tanımlamaları ve ölçüm metodları ifade edilmiştir. Dosyanın içeriği şu şekilde;

  • Değişkenler
  • Değişkenlerin Özellikleri
  • Nicel (Kantitatif) Değişkenler
  • Nitel (Kalitatif) Değişkenler
  • Nitel Verilerin Sınıflandırılması
  • Süreksiz Değişken
  • Sürekli Değişken
  • Değişkenler Nasıl Ölçülür
  • Nominal Ölçüm
  • Ordinal Ölçüm
  • Sayısal Ölçüm
Dosya Boyutu: 56 KB.

12 Temmuz 2012 Perşembe

Çok Değişkenlide Kullanılan Terimler

Çok değişkenli istatistikte kullanılan "faktör analizi, çoklu regresyon analizi, varyansın çok değişkenli analizi ve çoklu diskriminant anazlizleri"nin ne zaman kullanıldığı ve ne işe yaradığı özetlenmiştir.

FAKTÖR ANALİZİ

Ne zaman kullanılır ?
Birbiriyle ilişkili çok sayıda değişkeni bir araya getirerek az sayıda kavramsal olarak anlamlı yeni değişkenler ( faktörler ) bulmak ve keşfetmek istendiğinde kullanılır.

Fonksiyonu neye yarar ?
Fazla sayıdaki değişkenler arasında içsel ilişkileri analiz etmeyi ve bu değişkenlerin temelinde yatan ortak boyutları ( faktörler ) açıklar.

ÇOKLU REGRESYON ANALİZİ


Ne zaman kullanılır ?
Tek bir bağımlı değişkenin bir veya daha fazla bağımsız değişken ile ilişkisinin incelenmesinde kullanılır.

Fonksiyonu neye yarar ?
Bağımsız değişkenlerdeki değişmelere yanıt olarak bağımlı değişkendeki değişmeleri tahmin eder.


VARYANSIN ÇOK DEĞİŞKENLİ ANALİZİ (MANOVA)

Ne zaman kullanılır ?
Araştırmacının grup cevabının varyansını dikkate alarak hipotezi test etmek için deneysel durumu tasarlamasında iki ya da daha fazla bağımsız değişkenin, birden fazla bağımlı değişken üzerindeki etkisi incelemede kullanılır.


Fonksiyonu neye yarar ?
Farklı kategorilerdeki bağımsız değişkenler (genellikle davranışlardan bahseder) ve iki veya daha fazla bağımlı metrik değişken arasındaki ilişkiyi eşzamanlı olarak araştırır.


ÇOKLU DİSKRİMİNANT ANALİZİ

Ne zaman kullanılır ?
Diskriminant fonksiyonları aracılığı ile gruplar arası ayırıma en fazla etki eden ayırıcı değişkenleri belirlemede ve hangi gruptan geldiği bilinmeyen bir birimin hangi gruba dahil edileceğini belirlemede kullanılır.


Fonksiyonu neye yarar ?
Grup farklılıklarını anlamak ve bir varlığın (birey veya nesne) belirli bir sınıfa veya birkaç metrik bağımsız değişkene dayalı gruba ait olma olasılığını tahmin eder.

C++ Veri Tipleri

Dosyanın içeriği şu şekilde;



  • Temel Veri Tipleri
  • Unsigned 
  • Typdef 
  • Değişkenler
  • Programlara Açıklama Eklenmesi
Dosya Boyutu: 43 KB.

C Kodlama Standartları

Kısa ancak oldukça faydalı olacak "C Kodlama Standartları"nın içeriği şu şekilde:

1. Kaynak Program Kütükleri
  • Kütük Adı Tanımlama Kuralları
  • Program Kütükleri
  • Header Kütükleri
  • Diğer Kütükler
2. Açıklamalar Hakkında
3. Tanımlar Hakkında
4. İşlev Tanımları Hakkında
5. Basit Komutlar (Simple Statements) Hakkında
6. Birleşik Komutlar (Compound Statements) Hakkında
7. İşlemler Hakkında
8. Değişkenleri Adlandırma
9. Değişmezler Hakkında
10. Macro Hakkında
11. Koşullu Derleme
12. Düzeltme (Debug)
13. Make Komutu Hakkında
14. Projeye Bağımlı Standartlar

Dosya Boyutu: 33 KB.

6 Temmuz 2012 Cuma

Deney Tasarımı - [Bir-Yönlü Varyans Analizi Bir Etkenli Rasgele Etkili Model]

Deney Tasarımı, etkenlerin değişik koşullarda bağımlı değişkeni nasıl etkilediğini araştırmak üzere gerekli tasarımları hazırlayan ve çözümlerini veren istatistik dalı olarak tanımlanmıştır. Bu çalışmada "Bir-Yönlü Varyans Analizi Bir Etkenli Rasgele Etkili Model" incelenmektedir.

Çalışmayı indirmek için butona tıklayınız...

Dosya Boyutu: 286 KB.



ERP Nedir?

ERP, Kurumsal Kaynak Planlaması (Orjinal adıyla Enterprise Resource Planning-ERP) işletmelerde mal ve hizmet üretimi için gereken işgücü, Makine, malzeme gibi kaynakların verimli bir şekilde kullanılmasını sağlayan bütünleşik yönetim sistemlerine verilen genel addır. Kurumsal ERP uygulamaları ülkemizde de başlangıç yıllarında MRP/II olarak kullanıldığını da göz önünde bulundurursak yaklaşık bir 15 yıllık geçmişi vardır.

Fahri BÖLÜK'e ait bu sunumda ERP ayrıntılı ve anlaşılır bir şekilde anlatılmış. Dosyayı indirmek için, butona tıklayınız..

Dosya Boyutu: 425 KB.

2 Temmuz 2012 Pazartesi

Türk Bankacılık Sistemi Basel II'ye geçti !!

Türk Bankacılık Sistemi 1 Temmuz 2012 tarihi itibariyle Basel 2 sistemine geçmiş bulunuyor.

Bankacılık sisteminde kredilerle ilgili yeni ölçüm ve değerlendirme esasları getiren Basel 2 sistemi 1 Temmuz 2012 tarihinden itibaren tüm unsurlarıyla hayata geçmiş durumda. Bu bağlamda BDDK’nın daha önce taslak metinlerini yayınladığı 2 yönetmelik ve 6 tebliğ 1 Temmuz’dan itibaren yürürlüğe girmek üzere dünkü Resmi Gazete’de yayımlandı.

Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesi ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik, bankaların maruz kalınan riskler nedeniyle oluşabilecek zararlara karşı konsolide ve konsolide olmayan bazda yeterli özkaynak bulundurmalarının sağlanmasına ilişkin usul ve esasları düzenliyor.

Peki Basel II Nedir?

Basel II, bankaları birebir etkileyen bir yapı. Ancak son aylarda bu konuda çıkan haberler hep KOBİ’lerle bağlantılı. Neden mi? Çünkü bankaların risk yönetimini öncelik olarak belirleyen Basel II, bankaların riskli müşterilerden de mesafeli olmasını, söz konusu müşterilerin kendi içlerinde belli gelişimleri sağlamasını zorunlu kılıyor. Sisteme bu açıdan bakınca, Basel II’nin KOBİ’lerle özdeşleştirilmesinin sebebi daha iyi anlaşılabiliyor. Basel II, 2007 yılından itibaren Avrupa Birliği (AB) sınırları içindeki bankalar tarafından uygulanmaya başladı ve sistemin özünde; banka ve finans kuruluşlarında sermaye yeterliliği hesaplamasında ve risk yönetimi stratejilerinde çok önemli yenilikler var. İşte bu yönüyle Basel II, Türkiye’de sadece bankaların değil, KOBİ’ler öncelikli olmak üzere kurumların da fazlasıyla gündeminde. 


Bu yapının en büyük gereği, bankaları belli açılardan önemli yatırımları yapmak zorunda bırakması. Daha doğrusu, bankalar kredi müşterilerini değerlendirmek için bir derecelendirme sistemi kuracak. Bu alan, Basel II kapsamında en fazla yatırımın yapılmasının gerektiği alanı da oluşturuyor. Ve sistemin kurumlarla bankalar arasındaki bağı da burada oluşuyor zaten. Çünkü bankalarla kredi ilişkisinde olan şirketlerin de derecelendirme sistemine tâbi olması için kendilerine çekidüzen vermeleri artık bir tercih meselesi değil, bir gereklilik. Bu yapıda kurumlar, derecelendirme sistemine tâbi olabilmek ve bankaları ile kredi ilişkisi başlatmak veya var olan ilişkilerini devam ettirmek için mali tabloları öncelikli olmak üzere şeffaflığı ve açıklığı benimsemek durumunda kalacak. Bu açıklık, şeffaflık ve doğruluk, kurumun risk puanını düşürürken, bankalarından temin edecekleri finansal ürünlerin kullanımı ve bunların geri ödemesinde de avantajları beraberinde getirecek. Yani söz konusu kurallara uyan şirketler, kendi risklerini, dolayısıyla bankaların da kredi riskini azalttıkları için, bunun karşılığında kredinin türü, talep edilen teminat, geri ödeme koşulları gibi çok hayati başlıklarda avantajlara sahip olabilecek. 


KOBİ’lerin bu yapıya uyumu, kurumsal yönetim kültürünü benimsemeleri ile paralel aslında. Firmalar, bankaların kredi talebi karşılığında görmek istediği ve isteyeceği kurumsal bilgilere ya sahip değil ya da bu bilgiler çok doğru içeriğe sahip değil. Ve finansal tablolar… Finansal tabloların bir kurumun bugününün ve geleceğinin aynası olduğu gerçeğini benimsemek zorunda KOBİ’ler. Aksi halde, her açıdan kayıt dışılık, firmalar ve ihtiyaçları olan krediler arasındaki boşluğun büyümesine sebep olacak. Bu boşluk da, özsermayesi halihazırda çok güçlü olmayan şirketlerin ayakta kalmasını iyiden iyiye zorlaştıracak. 


KOBİ’lerin yapması gerekenler; sermaye yapısını güçlendirmek, kayıtdışı işlemleri kayıt altına almak, insan kaynağının yetkinliğine daha fazla önem vermek, kurum bazında kurumsal yönetim ilkelerinin uygulanmasını sağlamak. Sonuçta KOBİ’ler, ihtiyaçları olan krediye ulaşmak için bankaları doğru, gereken içeriğe sahip ve güncel bilgilerle ikna ederken, bu gerekleri yerine getirerek kendi uzun vadeli kurumsal varlıklarını da garanti altına alabilecek. 


Bu yapı, KOBİ’lerin sadece bir rating sahibi olup, krediye erişimde belli avantajlara sahip olması anlamına gelmiyor. Türk iş dünyasında KOBİ’lerin payı yüzde 90’ların bile üstünde. Ama parçalanmışlık ve dağınıklık KOBİ’lerin bir bütün olarak değil, birkaç kurum bazında sesini duyurabilmesine imkan verdi. Şu da bir gerçek ki, Türk ekonomisinin olumlu seyri, bunun iş dünyasına etkileri yabancı yatırımcıların ilgisini de beraberinde getiriyor. 


Finans sektöründe bankacılık ve ardından sigorta sektöründe bunu gördük. Bu ilginin reel sektöre yansımalarını da belli şirketlere yönelik yabancı ilgisi ile görüyoruz. Ve bunun KOBİ ölçeğine yansıması hiç şaşırtıcı olmayacak. Çünkü alanında üstün, finansal yapısı sağlam, risk yönetimini uygulayan şirketler, yabancıların da tercihi olacak. ‘Seçilebilmenin’ koşulu ise Basel II’nin gereklerine uymak, riskini bilmek, bu riski doğru yansıtmak, kayıtdışından uzak durmak. Bu arada, kurulması gündemde olan KOBİ Borsaları’na kote olmak isteyen KOBİ’lerden, söz konusu kurallara uyanlar daha avantajlı çıkacak. Çünkü borsaya kote olarak bazı vergi avantajları elde edecek olan KOBİ’ler, bu avantajlar ile kayıtdışından daha da uzaklaşacakları gibi, doğrudan yabancı yatırımcı ilgisini de kaçınılmaz olarak daha fazla üstüne çekebilecek. 


BDDK'nın "Sorularla Basel 2.5." yayını indirmek için butona tıklayınız..


Dosya Boyutu:  961 KB.

Kaynak: ekonomiajandasi.net
                     boardturk.com